Non-Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı (NAYKH) ve Takviye Kullanımı

Non-Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı (NAYKH). Akdeniz Diyeti ve Diğer Beslenme Yaklaşımları ile Yağlı Karaciğer Hastalığı Yönetimi.

Akdeniz Diyeti ve Yağlı Karaciğer Hastalığı

  • İnsülin Direnci: Azaltıcı etkisi.
  • Yağ Birikimi: Azaltma özelliği.
  • Karaciğer Hasarı: Azalma potansiyeli.

Probiyotikler ve
Sinbiyotiklerin Rolü

  • Bağırsak-Karaciğer Ekseni: Yönetimde etkili.
  • İnflamatuar Belirteçler: Azalma sağlar.
  • Fibrozis Azalması: Olumlu etkiler.

Devedikeni (Milk Thistle) ve Yağlı Karaciğer Hastalığı

  • Antioksidan ve Anti-inflamatuar: Tedaviye destek.
  • Karaciğer Fonksiyonları: Destekleyici.
  • Histolojik Değişiklikler: Koruma özelliği.

Yağlı karaciğer hastalığı, özellikle Alkolsüz Yağlı Karaciğer Hastalığı [NAYKH], Lancet dergisinden alınan en son verilere göre, 3 yetişkinden 1’ini etkilemektedir.

 

Yağlı Karaciğer Hastalığı İçin Akdeniz Diyeti

 

2020’de Avrupa Klinik Beslenme ve Metabolizma Derneği, karaciğer hastalığı için beslenmeye ilişkin en son kapsamlı kılavuzlarını yayınladı. Akdeniz Diyeti bu hastalık sürecinde;

  • İnsülin direncini iyileştirir.
  • Karaciğerde yağ birikimini azaltır.
  • Karaciğer hasarını azaltır.

Akdeniz diyeti sizden günde en az 400 gram sebze tüketmenizi ister.1 kase brokoli yaklaşık 100 gramdır. Soğan/sarımsak gibi daha hafif garnitür türü sebzeler kullanırsanız, 300 grama yaklaşabilirsiniz. Akdeniz diyeti günde en az 3 porsiyon meyve tüketmenizi ister. 

 

Zeytinyağı, faydalı tekli doymamış yağlar bakımından benzersiz bir şekilde yüksektir ve Akdeniz diyeti için temel bir pişirme ve sos yağıdır. Günde yaklaşık 4 yemek kaşığı toplam kullanım gerektirir. Baklagiller, mercimek, nohut, ilgili tüm fasulye türlerinin yanı sıra tofu, tempeh ve edamame içeren bir gıda ailesidir.Haftada en az 450 gram baklagil ister – bu, bir kutu nohuttaki miktarla ilgilidir.

 

Balık ve deniz ürünleri, her ikisi de karaciğer sağlığı için çok önemli olan uzun zincirli omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA’yı doğal olarak içeren tek besindir.Somon, alabalık, sardalya, uskumru, ringa balığı ve karides bu esansiyel yağların çoğuna sahip seçeneklerdir.Haftada en az 450-500 gram veya günde ~75 gram balık tüketimi gerekir.Akdeniz diyeti haftada en az 90 gram fındık alımını önerir.1/3 fincan badem yaklaşık 33 gramdır.1 küçük avokado = 1/3 fincan fındık şeklinde de kullanılabilir.

 

Geleneksel olarak Akdeniz diyet piramidinin bir parçası olmasa da, kahve ve yeşil çayın yağlı karaciğer hastalığının ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini öne süren kanıtlar da artmaktadır. Yakın zamanda yayınlanan bir araştırma, Akdeniz diyetine günde 3-4 bardak yeşil çay eklenmesinin karaciğer yağ birikimini azaltma yeteneğini geliştirebileceğini göstermektedir.

 

Sindirim sistemimiz, çoğu organ ile güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Bağırsak-beyin ekseni ve bağırsak-deri ekseni gibi terimleri duymuş olmanızdan başka bir yere bakmayın, ancak bağırsak-karaciğer ekseninin de olduğunu biliyor muydunuz? Karaciğer fizyolojik sistemler yoluyla sindirim sistemine yakından bağlıdır, öyle ki GI kanalında gözlenen dengesizlikler (iyi ve kötü bakteriler arasındaki dengesizlikler, vb.) sonucunda karaciğerde hasara neden olabilir. Bu nedenle, probiyotikler ve prebiyotikler kullanılarak bağırsak dengesini artırma konsepti, potansiyel olarak karaciğer üzerinde olumlu etkilere yol açabilir.Bir pre+probiyotik takviyesi kombinasyonu genel olarak bir sinbiyotik olarak adlandırılır.

 

Yağlı Karaciğer Hastalığı için 2020 ESPEN Klinik Beslenme Kılavuzları, NAYKH yönetiminde probiyotiklerin ve sinbiyotiklerin kullanımı hakkında şunu söylemektedir: “Seçilmiş probiyotikleri içeren besin takviyeleri veya NAFL/NASH hastalarında karaciğer enzimlerini iyileştirmek için sinbiyotikler kullanılabilir.”

 

American Journal of Clinical Nutrition’ın 2014 tarihli bir çalışması olan böyle bir deneme, NAYKH ile yaşayan insanlarda bir sinbiyotik ile 28 haftalık bir takviye döngüsünün sonuçlarına baktı. Çalışma, azalmış karaciğer enzim seviyelerine ek olarak, C-reaktif protein ve TNF gibi bir dizi biyolojik inflamatuar belirteçte kaydedilen düşüşlerin olduğunu bulmuştur.Fibrozis olarak bilinen karaciğerdeki yara izi miktarı da plaseboya karşı sinbiyotik alan grupta daha az görülmüştür. Prebiyotik olan FOS’un doğal besin kaynakları arasında, NAYKH ile yaşayanlar için dikkate alınması makul bir şekilde önerilebilecek yiyecekler olan soğan, sarımsak, kuşkonmaz ve muz yer alır.

 

Sindirim Hastalıkları ve Bilimleri tarafından yapılan başka bir randomize kontrollü çalışma, 24 haftalık bir süre boyunca FOS prebiyotiğinin tek bir tür probiyotik (Bifidobacterium longum) ile birleştirilmesinin benzer pozitif sonuçlar verdiğini ve insülin direncini iyileştirmeye ve insülin direncini azaltmaya bir miktar katkıda bulunmuş olabileceğini göstermektedir. Yakın zamanda yayınlanan meta-analiz verileri, çok suşlu probiyotiklerin NAYKH ile yaşayan bireyler üzerindeki potansiyel faydasını doğrulamıştır. 

 

Karaciğer Yağlanması ve Deve Dikeni


Bilimsel olarak Silybum marianum olarak adlandırılan devedikeni, uzun zamandır karaciğere benzersiz faydalar sağladığı düşünülen bitkisel bir maddedir. Birincil aktif bileşeni olan silimarinin, güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar etkilere sahip olduğu kanıtlanmıştır ve bu nedenle, yağlı karaciğer hastalığının tedavisinde tercih edilebilmektedir.

 

Milk Thistle karaciğer toniği olarak bilinir, karaciğerle ilgili her durumda destek amaçlı kullanılabilen bir takviyedir. Anti-inflamatuar etkinliği ve protein sentezini desteklemesi sayesinde güçlü hepatoprotektif (karaciğer koruyucu) ve detoksifiye edici etkinlik göstermektedir. Özellikle karaciğer koruyucu olarak kullanımının yanında rahatsızlık durumunda da, var olan tedaviye yardımcı olarak kullanılmaktadır. Milk Thistle karaciğer fonksiyonlarında yardımcı olarak ALT, AST gibi karaciğer enzim değerlerinin normal seviyede tutulmasına yardımcı olabilir. Karaciğer yağlanmasında destekleyici olarak kullanılmaktadır. Karaciğer yağlanmasına bağlı gözlenebilen siroz, hepatit, alkole bağlı olan ya da olmayan karaciğer hasarı gibi birçok durumda kullanımına dair birçok klinik çalışma içeriği bulunur.

 

2022 yılında Canadian Journal of Gastroenterology and Hepatology’de yayınlanan güncel çalışmada, devedikeni takviyesinin non alkolik karaciğer yağlanmasında kullanımı ile, aspartat aminotransferazın serum aktivitesi, trigliserit (TG), toplam kolesterol ve düşük yoğunluklu lipoprotein-kolesterol serum seviyelerini düşürüldüğü aynı zamanda karaciğeri histolojik değişikliklerden koruduğu gözlenmiştir. Omega-3 yağ asidi takviyeleri ve NAYKH ile yaşayanları çevreleyen kanıtlardan bahsedelim.

 

Son zamanlarda yayınlanan çok sayıda sistematik inceleme ve meta-analiz, Omega-3 yağ asitleri DHA/EPA takviyesinin karaciğeri iyileştirebileceğine dair kanıtlar sunmuştur. Karaciğer enzim seviyeleri ve karaciğerdekiyağ içeriğini azaltmaya yardımcı olabilir. Beslenmede doymuş yağ alımının yağlı karaciğer hastalığı ile hem karaciğer yağ depolaması üzerindeki potansiyel etkileri hem de insülin direnci açısından nasıl etkileşime girdiği oldukça fazla bir öneme sahiptir. 

 

Sığır eti ve diğer kırmızı et, peynir ve bazı peynir ağırlıklı yemekler,tereyağı, yüksek yağlı süt ürünleri, sosis, jambon, sosisli sandviç gibi işlenmiş etler, cips, kurabiye, kek, hamur işleri doymuş yağ içeriğinden zengindir. Bu tür gıdalar yağlı karaciğer hastalığıyla yaşayanlar için yararlı olmadığına dair birçok etkinliği kanıtlanmış çalışma bulunmaktadır.Düşük doymuş yağ içeriğine sahip olan Akdeniz Diyeti modeli, yağlı karaciğer hastalığı olan kişilerde en iyi beslenme şekillerinden biridir.Karaciğerde yağ birikimini azaltır,inflamasyonu azaltır ve insülin duyarlılığını artırır.

 

Doymuş yağ ve insülin direnci

 

Doymuş yağ ve yağlı karaciğer hastalığı arasındaki ilişki aynı zamanda insülin direnci ve doymuş yağ ile de ilişkilidir. The Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism’e göre, insülin direnci, non alkolik yağlı karaciğer hastalığında (NAYKH) neredeyse evrensel bir bulgudur. PLoS Tıp 2016’da yayınlanan bir çalışmada doymuş yağı çoklu doymamış yağla değiştirmenin (sığır eti balıkla değiştirmeye eşdeğer diyelim) çok sayıda insan çalışmasında insülin direncini azalttığını göstermiştir.Endokrinoloji Ve Metabolizma Dergisi 2019’da yayınlanan bir çalışmada ise doymuş yağ alımının artışı, karaciğerde yağ birikimini %40 daha fazla artırdığını göstermiştir.

 

Doymuş Yağ ve Mitokondri


Bilimsel makalede açıklanan hipotezlerden biri, doymuş yağın mitokondriyi olumsuz yönde etkilediğidir. Mitokondrilerimizin yağın metabolize edilmesinde oynadığı çok önemli bir rol vardır ve bu nedenle fonksiyonları bozulursa, yağ asitlerinin bu başarısız parçalanmasının daha sonra nasıl sorunlu hale gelebileceği ve teorik olarak potansiyel karaciğer yağ depolanmasının artmasına neden olabileceğini gösterir. Sağlıklı bir mitokondriyal fonksiyon ile insülin direnci arasında da bir ilişki olduğu unutulmamalıdır.

 

L-Karnitin ve Yağlı Karaciğer


Karnitin, daha fazla yağ asidinin parçalanması için mitokondrinize bu yağ asitlerinin taşınmasına yardımcı olan doğal olarak vücutta oluşan bir bileşiktir. Mitokondrinin yağlı karaciğer hastalığındaki potansiyel rolü göz önüne alındığında, bilim adamları tarafından karnitin takviyesinin yağlı karaciğer hastalığı yaşayanlara yardımcı olup olmayacağı incelenmiştir. Beş deneysel çalışmanın sistematik incelemesi ve meta-analizi, günde 500-2.000 mg arasında değişen L-karnitin takviyesinin, genellikle 12-24 haftalık bir süre boyunca kullanıldığında, NAYKH ile yaşayanlarda karaciğer yağını, karaciğer enzimlerini ve insülin direncini orta derecede azaltma potansiyeline sahip olduğunu belirlemiştir.

 

Fruktoz ve Yağlı Karaciğer Hastalığı

 

Fruktoz doğal olarak oluşan bir şekerdir ve genellikle meyve ve sebzelerde bulunur, ancak aynı zamanda genellikle HFCS (yüksek fruktozlu mısır şurubu) şeklinde çok çeşitli gıdalara eklenir. Fruktoz fizyolojik açıdan, glikoz gibi diğer şekerlerden farklı şekilde metabolize edilir ve karaciğer bu süreçte önemli bir rol oynar.HFCS formundaki fruktoz alımı, son birkaç on yılda artmıştır.NAYKH oranları da bu süre zarfında artmıştır. Çok fazla beslenmeden gelen fruktozun karaciğerde yağ birikmesine yol açabileceği hipotezi yer almaktadır. 

 

Nutrients dergisinde 2019’da yapılan gözlemsel bir çalışma, yüksek şekerli tatlandırılmış içecek tüketen kişilerin ( genellikle HFCS şeklinde, kola türü ürünler) NAYKH ‘li bireylerin artışında istatistiksel olarak anlamlı derecede ilişki bulunurken, %100 meyve suyu tüketimi arasında NAYKH ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı, bu durum bu gıdaların içerdiği yüksek vitamin, mineral ve antioksidan içeriği ile açıklanabilir.

 

Eczaci Dergisi’ndeki yazima buradan ulasabilirsiniz.

 

Uzman Diyetisyen Ezgi Öztürk Darici