Migren Ataklarınızı Azaltabilmek için Beslenmenin, Yaşam Tarzının ve Takviyelerin Rolü

Migren ve baş ağrısıyla başa çıkanların yaşam kalitesini etkileyen bu sorun, beslenme, yaşam tarzı ve takviyelerle yönetilebilir. Beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirin, omega-3 seviyelerinizi artırın, gevşeme uygulamalarını deneyin ve seçici takviyeler kullanarak migren ataklarına karşı önlemler alın.

Beslenme ve Migren İlişkisi

  • Migren hastalarının beslenme düzenlerinin migren sıklığı ve şiddeti üzerinde etkisi olabilir.
  • Lif açısından zengin, antiinflamatuar ve düşük sodyumlu beslenme, migren semptomlarını azaltabilir.
  • Düşük glisemik indeks ve ketojenik beslenmenin migren ataklarını azaltma potansiyeli bulunmaktadır.

Omega-3 ve Migren

  • Günlük 1-1,5 gram omega-3 alımı, migren ağrılarını azaltabilir.
  • Omega-3’ün stres tepkisini düzeltebileceği ve stresin migren tetikleyicisi olduğu bilinmektedir.
  • Prebiyotik etkisi gösteren diyetlerin de stres azaltmada potansiyeli vardır.

Gevşeme Uygulamaları ve Takviyeler

  • Akupunktur, migren gün sayısını azaltmada etkili bir tamamlayıcı strateji olabilir.
  • Yoga uygulaması, migren hastalarına yardımcı olabilir ve stresi azaltabilir.
  • Magnezyum, B2 ve B6 vitaminleri gibi takviyeler migren ataklarını hafifletmede destekleyici olabilir.

Migren ve baş ağrısı çekenlerin, yaşam kalitesi açısından önemli etkiler taşıyan sağlık sorunuyla uğraştıklarını yadsıyamayız.


2018 yılında, Lancet dergisi, migrenin halk sağlığında daha fazla ilgi göstermeye ve bilimsel araştırma yapılmasına değer olarak tanımlayan bir makale yayınladı. Migrenin hem cinsiyet, hem de yaş grupları için önemli bir küresel endişe yaratabileceğini öne sürdü. Migren hastalarına yardım edebilme potansiyelini ortaya koyan beslenme, yaşam tarzı ve takviye stratejilerinin rolü hakkındaki en yeni bilimsel kanıtlardan bahsedeceğiz.


Beslenmenizi Bir Bütün Olarak Yeniden Düşünün

Migrenden müzdarip kişiler için net bir “en iyi” beslenme şekli olmasada, giderek artan sayıda çalışma, kişinin beslenme düzeninin migren sıklığı ve şiddeti ile bağlantılı olduğunu göstermektedir.


Araştırmalar, aşağıdaki beslenme şekillerinden herhangi birini uygulayan kişilerde: 

  • Lif açısından yüksek
  • Yüksek antiinflamatuar
  • Sodyumun düşük olduğu
  • DASH diyetine uygun
  • Düşük Glisemik indeks ve Ketojenik tarzı bir beslenmenin

Migrenin sıklığı ve şiddetinde azalma açısından olumlu etkileri olabileceğinden bahsedilmektedir. Yiyecek ve diğer davranışlarla ilgili günlük rutinde tutarlılığın yararlı olabileceği, katılımcıların %57’sinde öğün atlamanın migren tetikleyicisi olduğu belirlendi.


Omega-3 seviyelerinizi optimize edin: Günlük 1-1,5 gram kombine EPA/DHA alımını desteklemek

British Medical Journal’da yayınlanan son çalışma, insanların omega-3 alımını bu seviyeye çıkardıklarında migren ağrılarının daha az sıklıkta ve daha az şiddetli hale geldiğini belirtti. Stresin genellikle en sık rapor edilen migren tetikleyicisi olduğu ve omega-3 takviyesinin insanın stres tepkisini iyileştirdiğine dair de çalışmalardan bahsedilmektedir.


Prebiyotik etki gösteren ve fermente gıdalar açısından zengin bir diyetin de stres azaltma potansiyeli var.
Bu bulguları doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulacak olsa da, beslenmelerinde doğru miktarda EPA/DHA alanların önemli bir fayda sağladığına dair geri dönüşler olmaktadır.


Akupunktur veya Yoga Gibi Gevşeme Uygulamalarını Deneyin

Akupunktur, istekli ve uygulatabilen kişiler için migrene yardımcı olacak etkili bir tamamlayıcı strateji gibi görünmektedir. Araştırmalardan olumlu sonuçlar çıkarma konusunda oldukça ihtiyatlı olduğu bilinen Cochrane Kütüphanesi, akupunkturun (minimum altı seans) migren gün sayısını ayda 2,5’a kadar azaltabileceği fikrini desteklemektedir. 


Ortaya çıkan kanıtlar, yoga uygulamasının migren hastalarına yardımcı olabileceğini gösteriyor. Stresin büyük bir migren tetikleyicisi olduğunu bilerek, bunu bir rahatlama uygulaması olarak düşündüğümüzde kesinlikle bir miktar umut olduğunu görebiliriz. Gösterişli bir derse katılmamıza da gerek olmayabilir; YouTube’da evde yapılacak bir bölüm yeterli olacaktır. Yoga size göre değil mi? Yürüyüş, bisiklete binme, koşu ve yüzme gibi aerobik aktiviteler de aylık migren sıklığını azaltabilir.


Takviyeler Konusunda Seçici olun

Çeşitli takviyeler migreni hafifletmeye yönelik bilimsel alanda çalışma içeriklerine sahiptir. Migren nedenlerinin birisi olan beyin damarlarındaki kasların kasılı olarak kalması atakların şiddetli geçmesine neden olur. Bu durumda kasların gevşemesine yardımcı olmak için magnezyum takviyesinin kullanılması anlamlı olacaktır. Migren atakları serebral kan damarlarında hücresel enerji seviyelerinin azalması ile ortaya çıkabilmektedir. Coenzyme Q-10 maddesi, B2 ve B6 vitaminleri ile enerji üretimi desteklenerek migren ağrılarında azalma sağlanabilir.


Bunlar çoğunlukla; 

  • CoQ10 – 100mg, günde 3x
  • Magnezyum Sitrat – 300mg, günde 2x
  • Riboflavin (B2) – 400mg, günde 1x

Kurkumin, melatonin ve probiyotikler gibi diğer popüler takviyeler sınırlı bir kapasitede incelenmiştir. Bu nedenle, bunların kullanımına ilişkin güçlü önerilerde bulunmak zordur; ancak migren yönetimine de olumlu katkıda bulunma potansiyeli vardır.


Migren ataksız günler dilerim…


Eczaci Dergisi’ndeki yazima buradan ulasabilirsiniz.


Uzman Diyetisyen Ezgi Öztürk Darici