Ketojenik Beslenmede Alfa Lipoik Asit Takviyesinin Önemi
Alfa Lipoik Asit ve Antioksidan Etkileri
- Vücutta Antioksidan Görevi
- Serbest Radikallere Karşı Koruma
- Kanser ve Kalp Hastalığı Riskini Azaltma
ALA ve Ketojenik Diyet İlişkisi
- Ketojenik Beslenme ve ALA
- Ketojenik Oranın Önemi
- ALA’nın Metabolizma ve Yağ Yakımına Katkısı
ALA'nın Biyoyararlanımı ve Sağlık Üzerindeki Etkileri
- ALA’nın Doğal Formu
- ALA’nın Metabolizma ve Diyabet Üzerindeki Etkileri
- Nöropati ve ALA Kullanımı
Alpha Lipoic Acid, mitokondride enerji üretiminde rol alan vitamin benzeri bir bileşiktir.
Alpha Lipoic Acid, hem yağda hem de suda çözünebilen çok güçlü antioksidandır, bu sayede vücutta daha yaygın olarak antioksidan etkinlik gösterir. Antioksidan etkinliği sayesinde serbest radikal hasarlarına karşı vücudu korur aynı zamanda ağır metallere bağlanarak aktif olan yapılarını inaktif hale getirip vücuttan uzaklaştırılmalarını sağlar. Bu sayede kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltabilir, katarakt ve diyabetik nöropati oluşumunu engelleyici olarak tercih edilebilmektedir. Aynı zamanda yaşlanma etkilerine karşı da koruyucu etki gösterir.
Alfa Lipoik Asit (ALA) – Ketojenik Diyet
Ketojenik beslenme şekli; yüksek yağ, düşük protein ve düşük karbonhidrat içeren bir beslenme düzeni olup, kalorisi ve toplam sıvı içeriği günlük gereksinimin %80’ini karşılayacak şekilde kısıtlanmıştır.
Ketojenik beslenmede ketojenik oran, diyet içeriğindeki yağın, protein ve karbonhidrat toplamına oranı olarak hesaplanmaktadır ve tipik ketojenik diyet (KD) için 4:1’dir. Oranlar 3 veya 4 gr yağa 1 gr proteinle birlikte karbonhidrat olacak şekilde oranlanır (3:1 ya da 4:1).
Alfa Lipoik Asit vücutta doğal olarak bulunur ve vücut hücrelerine destek sağlamaya yardımcı olur. 40’lı yaşlardan sonra vücutta sentez oranı azalır. Dışarıdan alınması gerekebilir. Canlılarda gerçekleşen bu sentezleme sırasında aynı anda alfa lipoik asidin iki farklı izomeri (formu) oluşur: daha yüksek miktarda oluşan form R formu, daha az miktarda oluşan form ise S formu olarak adlandırılır. Alfa lipoik asit laboratuvar koşullarında üretildiğinde ise R ve S formunun eşit oranda bulunduğu (%50 R formu ve %50 S formu) “Rasemik karışımları” oluşur. Günümüzde adlandırma olarak R formu için “doğal form”, S formu için “sentetik form” kullanılsa da bu adlandırma çok doğru değildir; başta belirttiğimiz gibi alfa lipoik asidi doğal olarak sentezleyebilen canlılarda dahi her iki form
oluşabilmektedir. Takviyelerde alfa lipoik asit içeriğine sahip ürünler bakteriyolojik fermentasyonla üretilen, R ve S formunu eşit oranda bulunduran rasemik karışımlar şeklinde olabilmektedir.
Rasemik karışımlarda bulunan R formu izole edildiğinde kimyasal yapısının bozulması nedeniyle biyoyararlanımı oldukça düşer. Sadece R formunun bulunduğu takviyelerin hazırlanabilmesi bu nedenle maliyetli yüksek özel uygulamaları gerektirir.
R formu, S formuna göre daha yüksek biyoyararlanıma sahip olsa da ayrı ayrı bakıldığında R formu ve S formunun kullanım alanları arasında fark bulunmaz. Sadece S formu ile yapılan çalışmalarda da sağlık açısından yararlı etkiler görülmüştür.
Güvenilirlik açısından bakıldığında tek başına S formunun çok yüksek dozlarda bile güvenle kullanımı mümkündür. Bu nedenle S formu tek başına ya da R formu ile kullanılabilen ve etkili bir formdur diyebiliriz. Bizim ürünlerimizdeki gibi asemik karışımlar da aynı şekilde etkili ve güvenle kullanılabilirler.
ALA, keto diyete geçiş yapanlarda depolanan glikozu enerjiye dönüştürmek için kullanılır. Etkili bir antioksidandır; ALA hem yağda hem de suda çözünür. Bu benzersiz karakteristik yapısı ile beyin, karaciğer ve sinirler gibi birçok organ ve sisteme taşınımı ve emilimi gerçekleşir.
ALA, metabolizma hızını arttırmada ve vücut yağını etkili şekilde yakıma katkı sağlamasında oldukça faydalı olabileceğine dair çalışma içerikleri yer almaktadır.
ALA takviyeleri, metabolik hızı ve insülin direncini düzenleyerek keto diyetinin etkisini artırabilir.
Kan şekeri seviyesini düşürmeye yardımcı olabilir ve vücudun ketozise girerken enerji için yağa dönüşen insülini etkin bir şekilde kullanmasını sağlayabilir.
ALA’nın Tip 2 diyabet hastaları için faydalı olduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.
Bazı araştırmalar, nöropati problemlerinin ALA takviyesi kullanımıyla düzeldiğini göstermektedir. Bu bozukluk, kalbin sinir yapısını da etkiler. Özellikle ketojenik diyet yapan kişilerde bu tür problemlerin görülme riskini azaltmak için etkili bir besin desteğidir.
Lipoik asit, C ve E vitaminlerini ve glutatyon ve CoQ-10 gibi diğer ana antioksidanları yeniden üretebilir. Hücrelerin enerji üreten fabrikaları olan mitokondriyi oksidatif stres nedeniyle zarar görmekten korur, böylece daha verimli enerji üretebilir. İnsülin duyarlılığını, optimal kan şekeri seviyelerini ve kan damarı bütünlüğünü korumaya yardımcı olur. Bu durum özellikle uzun süreli ketojenik beslenen kişide gözlenebilecek olan, metabolik sendrom, diyabet, sağlıklı kan basıncı ve kardiyovasküler sağlık için önemlidir.
ALA-ketoseverler tarafından aşağıdaki gibi birçok nedenden dolayı alınmaktadır:
- Mitokondriyi korumak
- Sinir hasarında yardımcı
- İnsülin duyarlılığını arttır
- Kan damarı sağlığını korur
- Kan şekeri seviyesini optimize etmek
- Kandaki glikozu kas içine taşıyarak, ketojenik bir beslenme şeklinde yağların kullanılabilirliğini arttırıcı etki gösterebilir.
Eczaci Dergisi’ndeki yazima buradan ulasabilirsiniz.
Uzman Diyetisyen Ezgi Öztürk Darici