Fiziksel Aktivite ve Sağlıklı Mikrobiyom İlişkisi
Fiziksel aktivite ve bağırsak sağlığı arasındaki ilişkiyi keşfedin. Egzersiz, bağırsak mikrobiyomunuzu nasıl etkiler? Sağlıklı mikrobiyom nasıl optimize edilir? İyi beslenme ve egzersizin bağırsak sağlığı üzerindeki önemi hakkında bilgi edinin.
Fiziksel Aktivite ve Bağırsak Sağlığı İlişkisi
- Egzersiz sırasında bağırsak mikrobiyomunda gözlemlenen değişiklikler
- Aktif bireylerde sağlıklı mikrobiyomun avantajları
- Beslenme ve egzersizin bağırsak sağlığı üzerindeki etkileri
Bağırsak Sağlığı Performansı Açısından Önemi
- Bağırsak mikrobiyomunun sindirim ve enerji metabolizması üzerindeki rolü
- Bağışıklık sistemi ve bilişsel performans üzerindeki etkileri
- Sporcular için bağırsak sağlığının iyileşme sürecine etkisi
Sağlıklı Mikrobiyom ve İnflamasyon İlişkisi
- Egzersizin bağırsak mikrobiyomundaki çeşitliliği artırma potansiyeli
- Mikrobiyomun anti-enflamatuar etkisi ve kısa zincirli yağ asitlerinin rolü
- Yağlı karaciğer hastalığı ve mikrobiyom dengesizliği arasındaki bağlantı
Fiziksel Aktivite- Bağırsak Bakterilerimizle Bağlantılıdır
Antrenman veya egzersiz sırasında vücudumuzdan düzenli olarak birden fazla şey talep eden aktif bir bireysek, bağırsak sağlığımızın durumuna daha yakından bakmak faydalı olabilir.
Atletik performans ile bağırsak bakterileriniz arasında bir bağlantı olduğunu duymak sizi şaşırtsa da, bugünkü yazım bu ilişkiyi birbirine bağlayan iki ana nedeni açıklığa kavuşturacak.
Bağırsak Sağlığı Performans Açısından Neden Önemlidir?
Beslenme açısından bağırsak bakterileri, vücudumuzun önemli gıdaları ve besin maddelerini yakıt olarak verimli bir şekilde kullanmak üzere parçalamasına olanak tanıyan sindirim yollarımızın temel bir parçasıdır. Enerjinin performansa dönüşmesi nedeniyle yiyeceklerden iyi enerji elde edilmesi her sporcunun yaşam tarzının önemli bir bileşenidir. Bunun ne ölçüde etkili olduğu araştırılmaya devam ediyor ancak bu bağlamdaki teorik bağlantı açıktır.
Bağırsak bakterileri ayrıca bağışıklık sistemi ve bağırsak-beyin ekseni aracılığıyla vücutta yaşanan bilişsel performansı ve stres toleransını da etkiler. Bu iki ana faktör aynı zamanda atletik performansı ve iyileşmeyi de büyük ölçüde etkileyebilir.
Beslenme yoluyla mikrobiyomumuzu nasıl optimize edebileceğimize bakacak olursak:
- Aktif İnsanların Mikrobiyomları Daha Sağlıklıdır.
Mevcut kanıtlar, Özellikle hareketsiz bireylerin bağırsak mikrobiyomu ile karşılaştırıldığında, egzersizin bağırsak mikrobiyomunun zenginliği ve bileşiminde ölçülebilir değişiklikler yaratabilen önemli bir biçimlendirici faktör olarak, rolünü desteklemektedir.
2022’de yapılan bir çalışmada, hareketsiz kadınların bağırsak bakterileri, benzer yaş gruplarındaki oldukça aktif kadınlarınkilerle karşılaştırıldı ve analiz sırasında birçok ‘sağlığı teşvik eden’ bakterinin yalnızca oldukça aktif grupta mevcut olduğu keşfedildi.
Faecalibacterium prausnitzii (kısa zincirli yağ asidi olan bütirat üreten gram pozitif bir bakteri), Roseburia hominis ve Akkermansia muciniphila gibi sağlığı teşvik eden bakteriler, üzerinde çalışılan yüksek derecede aktif kadınlardan oluşan grupta özel olarak mevcuttu.
- Daha Sağlıklı Mikrobiyomlar Daha Az Enflamasyon Demektir.
“Mikrobiyotanın egzersiz performansı, iyileşme ve hastalık kalıplarına ilişkin çeşitli göstergeler üzerinde dolaylı bir etkisi vardır”. Yakın zamanda yapılan iyi bilinen bir klinik çalışma, bağırsak bakterilerindeki daha fazla çeşitlilik ile vücutta dolaşan inflamatuar sitokinler gibi çeşitli inflamatuar belirteçlerin iyileşmesi arasında önemli bir bağlantı buldu.
Enflamasyonu uzak tutmaya çalışmak, aktif bireyler ve sporcular için büyük ilgi görmektedir.eEgzersiz sonrası inflamasyonu azaltmak için kullanılan buz banyoları, topikal kremler, antienflamatuvar etken maddeleri içeren takviyeler, farmasötikler gibi birçok harici tedavi vardır.
Peki ya vücudun iç kısmındaki, örneğin bağırsaktaki iltihaplanmayı tedavi etmeyi deneyebilir miyiz?
Çeşitli bir mikrobiyomun vücuttaki enflamasyonu önlemeye ve azaltmaya yardımcı olabileceği gösterilmiştir. Bunun nedeni, sindirim sistemindeki epitelyal hücrelerin, çeşitli bir mikrobiyota ekosistemi içerdiğinde sağlıklı kabul edilmesidir. Bağırsakta çeşitlilik eksikliği varsa inflamasyon ve sinyalleri artabilir.
İyileşme süresi ve yaralanma vakaları açısından bu ilişkinin pratikte ne ölçüde ortaya çıktığı bilim camiasında ilgi konusu olmaya devam ediyor, ancak bağırsak mikrobiyomu ile enflamasyon arasındaki bağlantı oldukça açıktır.
Sporcularda yapılan çalışmalar, örneğin probiyotik takviyelerin kullanımının belirli enflamatuvar belirteçleri azalttığını gösterirken, üzerinde iyi çalışılmış antienflamatuvar baharat olarak kullanılan zerdeçal/kurkuminin de bir tedavi olarak incelendiği ve ayrıca bağırsak bariyerini onarmaya yardımcı olmada etkili olduğu gösterilmiştir. Kurkumin, bromelain etken maddelerini içeren antienflamatuvar takviye grupları da bu süreçte tercih edilebilir.
Bağırsak mikrobiyomunun bedensel inflamasyonda önemli bir rol oynadığını kabul etmek önemlidir çünkü dengeli, sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu, belirgin bir anti-enflamatuvar etkiye sahip SCFA’lar (kısa zincirli yağ asitleri) olarak bilinen bileşikler üretir. Dengesiz bir mikrobiyomun LPS [lipopolisakkaritler] olarak bilinen inflamatuar bileşikleri üretme olasılığı daha yüksektir.
İnflamasyon zamanla karaciğere de doğrudan zarar verir, aynı zamanda insülin direncini de kötüleştirir ve bu da karaciğerde daha fazla yağ depolanmasına neden olabilir.
Bağırsak mikrobiyomu ile yağlı karaciğer hastalığı arasındaki bağlantı, yağlı karaciğeri olan kişilerin mikrobiyom dengesizliklerine sahip olma ihtimalinin daha yüksek olduğu gerçeğini ortaya koymuştur.
Hareketsiz insanlar için, özellikle de optimal bağırsak sağlığına sahip olmayanlar için, artan fiziksel aktivitenin mikrobiyomun durumunu iyileştirmede rol oynayabileceği görülüyor.
Çok aktif insanlar için, bağırsak mikrobiyomunuzun performans ve iyileşme üzerindeki potansiyel etkisi, antrenör-beslenme uzmanı-eczacı voltranı ile multidisipliner destekleriyle beslenme durumunuzu optimize etmenin değerli bir yatırım olmasının bir başka nedenini temsil ediyor.
Eczaci Dergisi’ndeki yazima buradan ulasabilirsiniz.
Uzman Diyetisyen Ezgi Öztürk Darici