Beslenme Şeklimiz Cilt Sağlığımızı Nasıl Etkiliyor?
Yara İyileşmesinde Beslenmenin Rolü
- Sağlıklı gıda seçimleri ile enerji, vitamin, mineral ve protein alımının yara iyileşmesini nasıl desteklediği.
- Protein, meyve, sebze, süt ürünleri, ve tahılların doğru miktarda içeren dengeli öğünlerin önemi.
Vitamin ve
Mineral Destekleri
- Çinko, E vitamini, omega-3 yağ asitleri gibi vitamin ve minerallerin cilt sağlığını nasıl etkilediği.
- Belirli durumlarda, takviyelerin kullanımının cilt iyileşmesini desteklemedeki rolü.
Cilt Rahatsızlıkları ve Beslenme İlişkisi
- Akne, sedef hastalığı ve egzama gibi cilt sorunlarının beslenme ile nasıl ilişkilendiği.
- Belirli besin gruplarından kaçınma, esansiyel yağ asitleri alımı ve iltihap önleyici besinlerin rolü.
İyi beslenme ile yara iyileşmesini destekleyebilirsiniz.
Hepimizin birer cilt yarası olmuştur. Bir kesik, çizik veya sıyrık. Sağlıklı kişilerde yaraların çoğu temiz tutulduğunda ve enfeksiyondan uzak tutulduğunda hızlı bir şekilde iyileşirken özellike bağışıklığı düşük veya inflamasyona yatkın bazı bireylerde yara iyileşmeleri
gecikebilir.
Ciddi yaralar, bası yaraları veya yatak yaraları olarak da bilinen dekübit ülserlerini içerebilir. Dekübit ülserleri, ayak bilekleri, sırt, dirsekler, topuklar ve kalçalar gibi kemiklerin cilde yakın olduğu yerlerde gelişir. Bu yaralar yatalak, tekerlekli sandalye kullanan veya pozisyon değiştiremeyen kişiler için risk oluşturur. Diyabetli kişilerde ayrıca iyileşmesi haftalar veya aylar alabilen ayak ülseri gelişme riski daha yüksektir. Bu tür hastalarda tedaviyi desteklemek için yüksek dozlarda glutamin amino asidi veya alfa lipoik asit gibi antioksidandan zengin etken maddeler kullandırılır.
Neyse ki, sağlıklı gıda seçimleri ile, iyileşmeyi desteklemek için gerekli olan enerjiyi, vitamin, mineral ve proteini sağlayarak kendi kendimizin iyileşme sürecine yardımcı olabiliriz. İyi besin seçimleri ile yara iyileşmesini destekleyin Proteinli gıdalar, meyveler, sebzeler, süt ürünleri ve tahıllar gibi tüm gıda gruplarından doğru miktarda sağlıklı, dengeli öğünler ve atıştırmalıklar planlayın. Gün boyunca yeterli proteini öğünlerinize dağıtın. Her öğün veya atıştırmada bir protein kaynağı ekleyin. Örnek bir menü, kahvaltıda çırpılmış yumurta, öğle yemeği için bitkisel protein içerikli maş fasulyeli taco, atıştırmalık olarak yoğurt veya peynir ve akşam yemeği de haşlanmış/ızgara tavuk içerebilir.
Brokoli veya kivi gibi C vitamini açısından zengin sebze ve meyveleri seçin. Dolmalık ya da kırmızı biber, günlük A ve C vitamini alımınızı sağlar. Cildi korumak ve bağışıklık fonksiyonunu desteklemek için iyi seçimler olacaktır.
Yeterli çinko alımı için sığır eti, tavuk, deniz ürünleri veya fasulye gibi zenginleştirilmiş tahıllar ve proteinli yiyecekleri seçin. Bazı yaralarda, cilt iyileşmesini desteklemek için belirli vitamin ve minerallerin günlük alımı önerilen miktardan daha fazla alınması gerekebilir. Bu tür durumlarda takviye gruplarına başvurabiliriz. Çinko minerali cilt üzerindeki yara iyileşmeleri ile beraber doku rejenerasyonunu gerçekleştirir. Bununla beraber antiinflamatuar etkisiyle de akne tedavisine destek sağlayabilmektedir. Çinko, ciltteki yağ bezlerinin normal işleyişinde rol oynar ve cilt hasarını onarmaya, cildi yumuşak ve esnek tutmaya yardımcı olur.
E vitamini cildi oksidatif hücre hasarından korur ve sağlıklı cilt işleyişini destekler. E vitamininden zengin besinler badem, avokado, fındık, çam fıstığı, ayçiçeği ve mısır yağlarını içerir.
Avokado, yağlı balık, kabuklu yemişler ve tohumlarda bulunan tekli doymamış ve çoklu doymamış yağlar, cildiniz için doğal bir nemlendirici görevi gören, esnekliği sağlayan ve elastikiyetini artıran esansiyel yağ asitleri içerir. Bu yağlar ayrıca, serbest radikal
hasarına karşı korunmaya yardımcı olan E vitamini de içerir.
Yeterli omega-3 ve omega-6 yağları aldığınızdan emin olun. Bunlar; esansiyel yağasitleridir, yani vücutta üretilemez ve beslenme yoluyla alınması gerekir. Omega3’leri yağlı balıklar gibi hayvansal kaynaklarda ve keten tohumu, chia tohumu, ceviz gibi bitkisel kaynaklarda bulabilirsiniz. Omega-3 yağ asitleri, vücudu egzama ve sedef hastalığı gibi iltihaplı cilt rahatsızlıklarına karşı iltihabı azaltıcı bileşikler üretmeye teşvik eder.
Glisemik indeks (GI), karbonhidrat bazlı gıdaları vücutta glikoza ne kadar yavaş veya hızlı parçalandıklarına göre sıralayan bir sistemdir. Bol miktarda fasulye, bakliyat, yulaf lapası ve diğer düşük GI, yavaş salınan karbonhidratlı gıdaları tüketmeye çalışın. Bunlar şekeri yavaş yavaş kan dolaşımına bırakır, size sürekli bir enerji kaynağı sağlar ve sizi daha uzun süre tok hissettirir ve bu nedenle atıştırma olasılığınızı azaltır. Kolajene zarar verebilecek ve kırışıklıkları hızlandırabilecek insülin üretimine yol açtıkları için bisküvi ve şekerli içecekler gibi yüksek GI karbonhidratlardan kaçınmaya çalışın.
Cildin esnek kalabilmesi için neme ihtiyacı vardır. Hafif dehidrasyon bile cildinizin kuru, yorgun ve hafif soluk renklerde görünmesine neden olur. Günde en az altı ila sekiz bardak su içilmelidir. Kişinin su ihtiyacı bireysel olarak farklılık gösterir. Bir ofiste çalışıyorsanız,
masanızda su içmenizi hatırlatması için büyük bir şişe su bulundurun. Bitkisel, kafeinsiz çaylar da birer alternatif olabilir. Kabak ve salatalık gibi bazı sebzelerin de sıvı alımına katkıda bulunduğunu unutmayın. İçerdikleri mineraller vücudunuzn ve cildinizin nemlendirme kapasitesini arttırır. Her ikisi de cildi yaşlandırabileceğinden sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmaya çalışın.
Hyaluronik asit kollajen yapıyı güçlendirici ve destekleyici etkinliği olan bir takviyedir. Yaşlanmayla ortaya çıkan cilt dokudaki gevşeme ve kırışıklıkların azaltılmasına destek sağlar. Hyaluronik asit, kolajen ve C vitamini içeren desteklerin bir arada kullanılması hem cildi beslerken hem de bağ doku onarımını artırarak cilt yaralarında da olumlu etki sağlayabilir.
Beslenme akne oluşumunu nasıl etkiler?
Akne, cildin yağ bezlerinin iltihaplanması ve enfeksiyonundan kaynaklanır. Yağ bezleri hormonlar (özellikle androjenler) tarafından uyarılır. Akneden kaçınmak için margarin ve işlenmiş gıdalarda yer alan doymuş ve hidrojene yağların alımını azaltın. Ayrıca abur cuburların yanı sıra kek ve bisküvi gibi şeker oranı yüksek yiyecekleri de azaltın. Daha fazla çiğ sebze, tam taneli tahıl, taze meyve ve balık tüketin. Brezilya cevizi, kaju fıstığı, taze ton balığı, çiğ kabak çekirdeği, ayçiçeği çekirdeği gibi selenyum ve çinko açısından zengin yiyecekleri dahil etmeye çalışın.
Beslenme sedef hastalığını nasıl etkiler?
Sedef hastalığı, çoğunlukla dirsek ve dizlerde olmak üzere gümüşi pullarla kırmızı deri lekeleri olarak ortaya çıkar. Renklenmelere, dış deri katmanlarındaki hücrelerin hızlı büyümesi ve çoğalması neden olur. Renklenmeler, kaşıntılı ve ağrılı olabilir ve ciddi vakalarda cilt çatlayabilir ve kanayabilir. Güneş yanığı, alkol, sigara, obezite ve stres de süreci tetikleyebilir. Bir eliminasyon diyeti uygulamak tanımlamanız, tetikleyici yiyecekleri bulmak doğru bir beslenme planı olacaktır. Ancak yiyecek gruplarını kesmeden önce bir beslenme uzmanı ile çalışmanız daha doğru olacaktır. Balık yağı veya soğuk sıkım fındık ve tohum yağlarından elde edilen esansiyel yağ asitlerinin beslenmeye dahil edilmesi önemlidir. Beslenmede ideal olarak doymuş yağ oranı düşük olmalı ve zerdeçal, kırmızı biber, zencefil, kimyon, rezene, biberiye ve sarımsak gibi iltihap önleyici besinleri içermelidir.
Beslenme egzamayı nasıl etkiler?
Egzama, genellikle ellerde yamalı kızarıklık olarak başlayan ancak cildin herhangi bir yerinde görülebilen bir cilt rahatsızlığıdır. Birçok tetikleyici olmasına rağmen, en yaygın olanlarından biri gıda duyarlılığıdır. Bu gıdalar sıklıkla süt, yumurta, balık, peynir, fındık ve
gıda katkı maddeleridir. Omega-3 yağları, çinko ve E vitamini semptomları azaltmaya yardımcı olabilir. Hyaluronik asit maddesi cildin nem seviyesini destekleyeceği için hem sedef hem de egzema şikayetlerinde topikal olarak krem formlarında ya da oral olarak takviye edici gıda şeklinde kulanılabilir.
Beslenmemizde bir kez değişiklik yaptığımızda, bir gecede mucize beklemek yanlış olacaktır.
Yeni cilt katmanlarının yüzeye çıkması yaklaşık altı hafta sürer, bu nedenle beslenme değişikliklerinin gözle görülür faydaları da aynı şekilde uzun sürecektir. Sabredip, beklemek işe yarayacaktır. Sağlıklı bir cilt ile geçen yeni bir yıl dilerim.
Eczacı Dergisi’ndeki yazilarima buradan ulasabilirsiniz.
Uzman Diyetisyen Ezgi Öztürk Darıcı